02.11.2025

Kişisel sıkıntılarımın iç sıkıntısına döndüğü, jam'in güzel bölümlerinin ferahlattığı ama insanların genel hallerinin bunalttığı bir gün. İdeal bir jam session'ı burada yüzlerce kez tarif ettim. Her seferinde bir ucundan oluyor gibiyken diğer tarafından asla bu ideallere ulaşamayacağımız karamsarlığına düşüyorum.

NINJAM ortamında iki tip yaklaşım var. Ya birbirini tanıyan ahbaplar şeklinde insanlar ya da teknik olarak müzikle kafayı bozmuş insanlardan oluşan bir kitle...

Bu kadar saat neden çabalıyoruz? Neden kulaklarımızı yoruyoruz? Bunu yıllar önce YouTube videosuna çevirip sesli şekilde sorup cevaplamaya çalışmıştım. İnsanların sadece yapacak başka bir şey bulamayıp sadece eğlenmek için ve genelde ağır şekilde kafalarının güzel olduğu şekli beni gerçekten üzüyor. Müzik kafamızı durduran bir şey olmamalı. En azından bu anlamda değil.

Müziğin akışı, bağlantıları duyumsadığımız ve zihnimizin berrak olduğu bir hali zorunlu kılıyor. Zikir ya da ayin kıvamına geldiğinde oluşan durağanlık ya da sarhoşluk hali bir dış etkenle değil müziğin kendisinden kaynaklanıyor ve bu deneyimi tam olarak hissetmek için ayık olmanız gerekiyor. Tabii ki herkesin kendi hayatı ve kimseyi yargılamıyorum ama tüm bunları ideal bir jam için gereklilikler olarak sıralayabilirim.

Aynı şekilde bir odadaki insanları sadece tanıyorsunuz diye değil, ortak bir amaç birliği ile bir araya geldiğiniz için müzik yapmaya devam etmelisiniz. Teknik olarak harika bir müzik olabilir ama içinde bir mesaj yoksa ne anlamı kalıyor ki? Yani ortamdaki çok iyi müzisyenlerin büyük kısmı sadece müzik için müzik yapıyor. Müzik onlar için bir araç değil, amacın kendisi...

Tüm bunlar bana çok eksik geliyor.

Böyle bir girişten sonra bir çeşit Hindistan müziğine geçiş yapıyoruz. Alttaki titreşimli bas sesleri ve ilginç vokalleri Fadista ekliyor. Sitar gibi sesler BW,  onla daha önce karşılaştık diye hatırlıyorum ama hiç eklememişim, hangi ülkeden olduğunu da unuttum. Davullarda hjdrums, metronom kapalı mı çalıyor bilemiyorum. Bir hayli bocalamışız. Ben metronoma uygun bir bölüm kaydedince her şey karışmış. O kısımları silmek zorunda kaldım, son bölümde de davulları kapattım.

Aynı arkadaşlarla devam ederken davulcu çıkıyor. Okto onun yerine alta davul ritmi ve değişik sesler açmış. Havasını çok beğendim. Bugün çok daha fazla hoş yerler oldu ama yukarda bahsettiğim ruhu yansıtan kesitler aldım. Tabii bu ruhu yakaladığını çalan herkes biliyor mu? İşte onda tam yukarda söylediklerim geçerli.

Günün sonu FEC ile daha önce çaldık ama onu da blog'a henüz eklememişim. Yeni bir nick mi bilemiyorum. Chatte kendi dilinde ısrarla yazan arkadaşlardan, yani hepimizde JamTaba otomatik çevirisi mi var zannediyorlar? Jam'de kopyala yapıştır çevir olmuyor ama artık bunları jam chatinde kimseye hatırlatmıyorum.

Buradaki bas kanalını tekrar ettirdim, komple çıkaracaktım ama bas gerekiyor diye tuttum. Kusura bakmasın.

Fadista vokallerinde güzel bir delay kullanmış, delay ile düet yapıyor gibi... Süresini bpi miktarı mı ayarlamış yoksa tesadüfen mi denk gelmiş bilemiyorum ama çok hoş duyuluyor. 

Benim burada son kısma doğru çaldığım melodileri daha önce çalmış olabilirim ama bu kombinasyonda elbette bir ilk ve bu hava, dinledikten sonra insanı gerçekten hüzünlendiriyor.

Davulları, parmak davulu şeklinde çaldım. Basit ritim üzerine atakları tekrar canlı eklemek gibi bir şey denedim. Gayet hoş duyuluyor ve kayıt/loop davullarının sıkıcılığını biraz azaltabildim diye düşünüyorum. Tabii hem temel melodi kaydı, hem davul kaydı hepsini idare etmek gerçekten zor. Her zaman için gerçek davulcuyu tercih ederim. Atakların coşkusu eğlenceli ama...