18.12.2025

Uykulu ve yorgun bir gün için ilaç gibi gelen jam seansı oldu. Odalardaki iletişimsizlik ya da garip durumlar beni her zaman kötü etkiliyor, insanlar en derinlerde müziklerini paylaşırken sanki karşılarında bir "ruh" yokmuş gibi davranmaları gerçekten çok garip.

Sanki yapay zeka modelleriyiz, onların çaldığı sololara otomatik uyum sağlıyoruz falan gibi bir düşünce var sanırım ama bunun ötesinde ilginç yaklaşımlar da oluyor.

Her durumda genel bir iletişimsizlik hali var, insanlar tartışmalardan ya da kötü yorumlardan kaçınıp tamamen kendi kabuklarına çekiliyor olabilir. Günün birinde burada onlar hakkında yazdıklarımı görüp benimle kavga etmeye de gelebilirler, ben elimden gelen en objektif şekilde en açık biçimde iletişim kapılarımı her zaman açık tuttum. Saygı çerçevesinde tartışan insanları da hiçbir zaman yadırgamadım.

Burada sevgili Fadista kilise organ sesi ile çaldı, harika bir bölümdü. Bu bölümün başı sonu her yeri çok hoştu, kısa bir kesit aldım. Buna rağmen cata/fec nickli arkadaşımız gelip "müslümanlık" ile ilgili bir şeyler söyledi. Ne dediğini bilemiyorum çünkü İspanyolca'dan çeviri yapmaya uğraşamıyorum. JamTaba gibi otomatik çeviri yapıyor sanıyor sanırım ya da hiç umursamıyor ama mac'deki çeviri de ikinci cümlesi için maalesef çalışmadı. İyi şeyler dediğini pek sanmıyorum çünkü çıktı gitti.

Hep söylüyorum, müzikal olarak o kadar karışık olmaya ya da çok teknik zor olmaya gerek yok, akışın içinde bir mesajı taşıyabilen melodilerin bütünlüğünde buluşabiliyorsak ben tamam oluyorum. Ötesini aramıyorum.

Burada Fadista'nın uzak doğu stili vokalini duyuyoruz. Pentatonik vokalin harika bir örneği. Normalde pentatonik yaklaşımlar bana hep "uzak" geliyor ama uzak doğu esintileri pek öyle değil. En azından belli çerçevedeki kombinasyonları cidden hoş oluyor.

Bas gitarlar faz nickinde arkadaş, çok hoş çalıyor ve İngiltere'den daha önce karşılaşmışız ama hiç konuştuğumuzu hatırlamıyorum. Pek çalmadık sanırım.

Gitar Yanek, kendisi Rusya'dan bir arkadaş. Kısa süreli bir iletişimimiz oldu galiba ama hiçbir şey söylemeden çıkıp giden insanlardan...

Amerika'dan yampa ve Brezilya'dan Matthias'ı görünce hemen katıldım. İkisinin müziği aslında birbiri ile çok uyumlu ve ruhani, tonlar falan inanılmaz güzel. Onlara uyumlu şekilde katıldığımı düşünüyorum, umarım beğenmişlerdir.

Sevgili Matthias, gitar ve pedal yapan Brezilya'da bilinen biri. İletişim kanallarımızın açık olmasını istiyor ama ne telegram ne e-posta üzerinden pek fazla iletişimde kalamadık. E-posta üzerinden bir süre yazıştığımızı hatırlıyorum, çok zarif biri.

Buradaki gitar sesi ve müziği gerçekten insanı büyülüyor. Bas'larda yampa var, bu kadar iyi bas çaldığını bilmiyordum. O da tam teşekküllü bir müzisyenmiş. Çok hoş ve ilginç bir bölüm.

Sevgili ransom davullara geliyor, davul sesi falan çok hoş. Benzer tarza çalıyor ama akışa çok uygun çalıyor. Genel sesler de hepsi harika ama herkesin sesini dengelemek durumda kaldım. Hepsini artırdım yani herkes düşük seste çalıyor.

Matthias bu tarz jam'leri tekrar buluşup yapmak istiyor, bir çeşit online müzik grubu gibi tarif etti. Benim kısıtlı İngilizce bilgimle öyle anladım diyeyim. Peki nasıl iletişim kuracağız dendi, WhatsApp grubu Discord derken, Telegram'ı tekrar söyledim. Matthias zaten Telegram'daydı ama pek kullanmıyormuş. Diğer arkadaşlar yampa ya da ransom iletişim kanalları kapalı diyelim çünkü kısmen duymazlıktan geldiler.

Ransom discord falan dedi, orada yazdığını biliyorum. Discord'u takip ediyorum ama uygulama şeklinde değil, arada açıp bakmak şeklinde...

Sonuç bu kadar iletişim kanalı olan bir dönemde iletişimsizlik içinde müzikle bir araya gelmeye çalışan ruhlarız, dünyanın değişik köşelerinden bu şekilde bir deney yapılıyor gibi. Uzaylılar olabilir sanırım, tam da bugün 19 Aralık, 3I/Atlasın sessiz sedasız geçip gideceği gün...

Uzaylı ve dünyalı iletişimsiz dostlarıma selamlarımı gönderiyorum. Sessiz ve suskun selamlar gibi çünkü almayacaklarını biliyorum.