30.11.2025

Hayat devam ediyor. Bir süredir geliştirmeye çalıştığım altyapı çalışmalarımı başlatmış bulunmaktayım. Yeni ses kartı aldım, geçen sene aldığım mikrofonu ancak takıp deneyebildim. Neyse ki her şey sorunsuz çalışıyor.

Vokal yapma konusunda yıllardır hiç üstüne düşmedim. Çok eskiden metal şarkılara vokal bulamayınca kendim yaparım demiştim, tabii o brutal vokallerdi. Şimdi daha normal vokaller gerekiyor. Normalde kulaklıktan gelen sesi geri duymamak gerekir sanıyordum ama kendi sesimi geri duyduğumda sanki bir parça notasını düzeltebiliyorum. Yani en azından hatalı sesi biraz olsun fark edebildiğim için belki biraz geliştirebilirim.

Tabii Nectar diye bir eklenti cidden harikaymış, onun üzerindeki nota düzelten bölüm canlı sesi etkilemiyor ama sistemden geçen düzeltilmiş ses karşı tarafa notası düzgün şekilde ulaşıyor. O yüzden autotune'lu komik bölümler olmuş. Bunu kullanayım mı kullanmayayım mı bilmiyorum.

Daha önemlisi bunca zaman block size, buffer size dedikleri ayarı 512'de kullanıyormuşum. 10ms civarı gecikme bana gayet iyi geliyordu. O yüzden bu ayarı hiç kurcalamadım, yeni sistemde bir miktar midi kayıtları aksıyor gibiydi ama otomatik düzelttiğim için hiç üstüne düşmemiştim.

Şimdi mikrofonla sesteki gecikme çok belirgin. 512'yi düşürmek gerekiyormuş. 256 ya da 128 artık sistem ne kadarı kaldırırsa bu şekilde olmalıymış. Normalde canlı performanslarda 64 öneriyorlar ama o kadar düşürmeyeceğim.

Daha ilginç bir bilgi, şimdiye kadar 44.1 khz'nin gecikmeye etkisi olduğunu bilmiyordum. 48 khz daha az gecikme yapıyormuş ama daha çok işlemci gerektiriyormuş. Bakalım bu ayarları sonraki sefere uygulayacağım.

Kayıtlarda nefes sesimi çok duyuyorum. İlk organik bir hava katıyor ama sonra biraz sıkıntı yapıyor gibi. O konuda da ayar vardır belki.

Ayrıca ses düzeyi ayarları da komple karıştı. Sanki reaNINJAM üzerindeki monitoring mix bölümü tam çalışmıyor gibi, mikslerde kendi kanalımı duruma göre 6 db ya da 12 db artırmak zorunda kaldım. Acaba ses kartının kulaklık ses ayarı olması bu seçeneği iptal mi ediyor? Sonra bakacağım tüm bunlara.

Bir de nickimi artık normal şekline getirdim. MicRockTribe şeklinde mi yapayım diye düşündüm ama iyice saçma olacaktı. Bundan sonra klasik gitar ve yakın gelecekte bağlamayı da ekleyeceğime göre her enstrüman için ayrı nick yapmayacağım. Normalde bunu dışardan görülmesi ve gelenlerin ona göre gelmesi için yapıyordum ama zaten pek fark eden bile yok. Belki bas gitar için özel yapmak lazım bir tek, gerisi ikili üçlü enstrüman da olabilir zaten.

pentatonicguy çalıyordu, ona katıldım. O da bir süre önce böyle autotune'lu bir vokal eklemişti, ona benzetmişim gibi olmuş. Dinamik mikrofon ya da genel olarak mikrofon ilk kez kullanıyorum. Sesleri çok net alıyor, dip gürültüsü falan çok iyi düzeyde ama dinamik mikrofon arkadaki sesleri çok almaz diyorlardı, gayet de alıyor. Bu bölümdeki baslar pentatonicguy'ın kısık gitar sesleri Amerika'dan JG_Seattle'ın.

Başlangıç nerdeyse ezan gibi olmuş ama sonra yeni model şarkılara dönmüş. Bir taraftan bu tarz güldürdü bir taraftan bir daha kullanmamalıyım dedim emin olamadım. Kalın ya da fısıltı sesleri bu tune düzeltme olayına girmiyor. O açıdan çok ilginç.

Bernd değişik bir enstrüman çalıyormuş galiba, organik hoş sesler onun, biraz arkada. Arjantin'den ilk kez denk geldiğim tirol diye biri kedi miyavlaması gibi sesler çıkartıyor. Benim vokalle karışıyor, birbirine hayli yakın, çok eğlenceliydi. Nerden böyle denk geldi bilmiyorum. Beni duyup mu bunu seçti bilmiyorum ama ben onda duydukça tekrar etmeye başladım. Sesler çok yakın ve çok ilginç bir karışım olmuş.

Bu arada çalarken söyleyip bastığım notaları duyup biraz benzetebiliyorum, Bunu da pat diye yaptığıma kendi kendime şaşırdım açıkçası...

Kanada'dan stefanha geldi. İkinci sefer buraya eklediğim için listelere ekleyeceğim. Sanki Jammr'ın kurucusu gibi geliyor ama soramadım. Belki tekrar denk gelirsek, akustik gitarları o ekledi ve onunla birlikte coştuk. Akışta birlikte olmak çok hoş. 

Ortalardaki bir yerde geçiş var, oradaki melodileri birleştirdim. Uzun bir bölümdü. Karanlık vokallerle başlıyor sonra o şekilde karanlık devam ediyoruz.

Burada sevgili Catelo vokali ile başlıyoruz, sonra benim vokaller geliyor. Onun sesi harikadır, tam ses veren az sayıda insandan... Uzun zamandır vokal yapmıyor diyordum, bugün neden vokal yapamadığını açıklarken durumunu anladım. Bebeği uyandırmamak içinmiş, ilginç ve hoş ama yavrucaklar sanata bile engel galiba, sevgiler gönderiyorum.

Buradaki profesyonel klavyeler gooper diye bir arkadaşın, Amerika'dan biri ve jazz geçişleri (aynı zamanda normal melodileri de inanılmaz güzel) o kadar tanıdık ki, kesin bu yeni ya da sallama bir nick, o yüzden muhtemelen tekrar karşılaşmayacağız ve önceki nickini tahmin etmem pek mümkün değil.

Bas'lar emektar Cyclops'un, o da benim sesi duyunca, horlama sesi mi yapıyorsun falan diye dalga geçti, güldürdü. Sesim yok horlama sesi ile vokal yapıyorum dedim. Tabii benim de geceleri çok gürültü yapmam mümkün değil.

Burada gecikmeyi rahat duyuyoruz, bastığım nota ile vokalim aynı anda ama aynı anda duyulmuyor. Burada şımarık vokaller diyelim ama sanki jazz'cı arkadaş alındı gibi oldu. Onun çaldığı ile dalga geçmemiştim, bendeki jazz'ın hissettirdiği bu ama eğlenceliydi, pek becerememiş olsam da hoşuma gitti.

Bas kanalındaki biraz kaydırdım, burada çalmaya başlamamıştı.