18.07.2023

Belki normalde başkası alınmayabilirdi ama benim alındığım olayların olduğu bir gün oldu. Bunun haricinde müzik harikaydı. Çok fazla not aldım ama hem olay yüzünden tadım kaçtığı için hem de fazla karışık olduğu için çoğunu eledim.

Satana'yı görünce sisteme bağlandım. Daha sonra telefonla konuştuğum için pek fazla çalamadım. Birkaç kere daha bağlandıktan sonra mikrotonal ayarlarla günü bitirdim, detayları mp3'lere ve en alta ekleyeceğim. Burada çok uzatmayayım.

Lavta sesinde distortion var, kendince bir hoşluğu olmuş sanki. Belki biraz karışmış diyebiliriz ama ben sevdim. Klavye ile bunu çalmak o kadar olmuyor yani.

Bas Sambaik, burada bena bir iki çalıyor sona doğru ama esas sonraki bölümde çalıyor, o yüzden buraya eklemeyeyim. Çaldığım biraz pop şarkısı gibi olmuş sanırım, bakalım cyanite ne diyecek...

bena'nın etkisiyle biraz jazz'ımsı çalmaya çalışıyorum burada. klavyeler onun, sonra ben flüt'ü kesiyorum. Akış bu şekilde yani. Basçı arkadaş aynı...

Basçı arkadaş hala aynı, vio geldi, onun melodileri, bugün harikalar yarattı. Bu biraz Yunan müziğine benzedi sanki, çaldıktan sonra aniden duruyor, orada sanırım mandolini alıyor, sonraki bölümde mandolin ile devam etti.

Bu da flamenko ayarları ile mikrofonal çalışma. Diğer ayarlarla uzun süre dinleyip buna geçince çok değişik bir hissiyat oluyor. Sadece bu dinlenildiği zaman belki fark o kadar fark edilmez ama diğerlerinden sonra çok fark ediliyor. Zool yine harika çaldı, sesleri harika, aynı ayarda olmamamıza rağmen duyguyu çok iyi veriyor.

+

Başta bahsettiğim tatsız olayı da eklemek isterim. Bugün jam oturumlarında defalarca çaldığım insanlardan oluşan bir odada hoş olmayan bir durum yaşandı. seb ile de bir süredir hem telegramdan hem kendi sitesinden yazışıyoruz. Daha önce de çaldık...

Bir şekilde hepimiz toplandık, müziğin akışı ya da belki benim yüzümden bilemiyorum, Türk Halk müziklerine götürdü. vio bunu duyup çok hoş bir ekleme, geliştirme yaptı. Ben de vay harika oldu nerdeyse bir "turkish folk" şarkısı oldu dedim.

Ardından seb "allahu hakbar" sample'ı eklemem gerekir mi falan gibi bir espri yaptı. Hadi ona güldüm geçtim. Hatta ben zikir sesleri eklesem mi? diye düşünüyorum ama korkarsınız diye eklemiyorum falan dedim. Ki cidden dini müziklerdeki senkronizasyon aslında çok hoş.

Aslında buraya kadar da büyük sorun var çünkü ben nasıl her Avrupa'dan bağlanan kişiye kilise çanı sample'ı eklemem gerekir mi falan demiyorsam turkish folk müzik de "allahu hakbar" sample'ını gerektirmiyor. Yani onlara göre Türk=Müslüman galiba, defalarca dinlere inanmadığımı vurguluyorum ama tabii benim için değil bir müzik için söylüyor bunu. Türk müziği de aslında tam olarak bu değil. 

Hadi buna da tamam bilmek zorunda değil. Yani bir dini müzikle, ilahilerle falan pek bir benzerliği yok çalınanın çünkü "folk" yöresel bir şey, Arap müziği ya da oryantal havalarında değil, bunun farkı çok bariz aslında, bunu bilmemek üzücü bir şey. Bilmeden baştan stereotip ile yargıya varmak da kötü. 

Yani buraya kadar olabilir diyorum, hadi yerel olan müslümandır, müslüman sesi budur falan diyebilir. Dememeli ama hadi dedi, güldük ve geçtik...

Hemen bu muhabbetten sonra hemen ardından "maymun" sesi çalmak nedir?

Alınganlık mı ettim? Niyetim bu değildi, beni yanlış anladın dedi. En hafif tabiri ile umursamazlık aslında. Türk Halk müziği gibi dedikten ve "allahu hakbar" sample esprisi yaptıktan hemen sonra maymun çaldırmak nedir? 

Ben de bu hiç olmadı deyince hayvan sesleri çaldıramayacak mıyım falan gibi bir şey dedi ama mevzunun bu olmadığını anlattım, tamam dedi, olayı büyütmedim ama ben böyle şeylere takılıyorum. 

İnsaniyet namına üzücü bir olay öncelikle. Benim için yabancı insanlar sayılmaz ama bu kadar düşüncesiz olmaları üzücü. Melodiler değiştikten sonra da Bernd'ın şimdi maymun sesleri çaldırabilirsin demesini de pek anlamadım. seb'in üzerine fazla gittiğimi düşündüğünden mi yaptı yoksa amacı neydi bilemiyorum.

Yanlış anlaşılmasın, maymun takıntım falan yok. Evrim konusunda da uzak akrabamız oldukları bariz, bu göndermeyi gelişmemişlik üzerinden diğerleri ile dalga geçmek için yaptıkları ikonik bir şey olması yüzünden önemsedim.

Ayrıca sanatsal olarak baktığımız zaman bu jam'in tam o bölümündeki müziğin akışı türlü çeşitli hayvan sample sesini kaldırabilecekken maymun sesi ile hiç alakalı bir bölge değildi, yani eğlenceli ya da yükselten bir havası olan bir bölge değildi. Kuş sesi zaten koyabilirdi, bolca kullanıyor ama diğer herhangi hayvanın sesi buraya "ses" olarak daha çok yakışabilecekken gidip maymun çaldırmanın da hiçbir sanatsal değeri yok. Yani kasten değilse de bilinçaltının yansıması gibi olduğunu düşünmekteyim. Başka herhangi bir şey daha çok yakışacakken bunun olmasını başka türlü açıklayamıyorum.

Mevzuyu telegram grubuna taşıyıp büyütmeyeceğim. Burayı okuyup çeviren var mı bilemiyorum ama bir gün denk gelirseniz durum benim açımdan böyledir. 

Diğer taraftan sarhoş olarak bu şekilde insanların eğlendiği bir ortama fazla anlam yüklüyor da olabilirim, bunu her zaman söylüyorum ama şu anlattığım olayın akışı bana kötü hissettirdi, o yüzden buraya yazmak istedim. Umarım tekrar etmez diyeceğim ama bu kaçıncı sefer böyle... 

Dini referansların kültürel bir gönderme içerdiğinin farkında değiller. Bir kültürü komple küçük gördüklerini her hareketlerinden hissediyorum. Yani bir seviye sıralaması yapmıyorum ve dünyanın gerçekleri var, hepsinin farkındayım ama bir insan ya da bir toplum ne kadar gelişirse gelişsin diğerine bu muameleyi yapmamalı, yapması aslında ilkel bir şey, en ilkel duygularımız bize bunu yaptırıyor ve ırkçılık meselesinin bu kadar çoğaldığı bir dünyada, sadece müzikle iletişim kurmak da belki sadece bir ütopyadır, bilemiyorum...